Sahip olduklarının kıymetini bilmezsin.Kaybettikten sonra da anlaşılmıyor aslında.Dünyanın en güzel manzarasına sahip olsan da bir müddet sonra aynılaşacak.Sanki bir fotoğrafa boş boş bakıyormuş gibi olacaksın.En sevdiğin insanlar ihtiyacın olduğu ilk anda yanında olamayacaklar.Çocuktun aptaldın dünyanın en güzel yerinde olduğunu sanırdın şimdi büyüdün yine aptalsın ama kapıları sürgüledin, pencereleri kapattın dünya orada kaldı ve sen misafir kaldın.Hem de sevmediğin yerlerde,ait olamadığın şehirlerde ve hiç ısınamadığın kalplerde...
29 Kasım 2011 Salı
28 Kasım 2011 Pazartesi
23 Kasım 2011 Çarşamba
RENGARENK
Bir boya reklamında da dedikleri gibi iyi olduğumuz için mi seviliyoruz yoksa sevildiğimiz için mi iyiyiz? Gözümüzü boyadıkları için iyiyiz.Sevdiğimiz renkler var onları görünce dayanamıyoruz.
Mesala kırmızı halı gibi her şeyi seriyorlar önümüze ve ister istemez bağlanıyoruz o insana. Allı morlu hayatlar var bizden çok uzaklarda masal gibi kalan. İşte bazen bir anlığına onlar gibi olmak sevdasına boyanıyoruz. Birinin masmavi gözlerine kapılıyoruz yalanlara boyanıyoruz. Sevmek umrumuzda değil aslında deli gibi sevilmek istiyoruz ama kötüler, kazık atanlar, yalancılar her zaman daha çok sevilir. Bilmiyoruz ki bunu hep iyi olmaya çalışıyoruz. Hep sevmeden sadece bizi seveni arıyoruz.
Mesala kırmızı halı gibi her şeyi seriyorlar önümüze ve ister istemez bağlanıyoruz o insana. Allı morlu hayatlar var bizden çok uzaklarda masal gibi kalan. İşte bazen bir anlığına onlar gibi olmak sevdasına boyanıyoruz. Birinin masmavi gözlerine kapılıyoruz yalanlara boyanıyoruz. Sevmek umrumuzda değil aslında deli gibi sevilmek istiyoruz ama kötüler, kazık atanlar, yalancılar her zaman daha çok sevilir. Bilmiyoruz ki bunu hep iyi olmaya çalışıyoruz. Hep sevmeden sadece bizi seveni arıyoruz.
22 Kasım 2011 Salı
19 Kasım 2011 Cumartesi
YARIM YAMALAK
Yarım yamalak arkadaşlıklar yorar beni diyordu otobüste tamda arkamda oturan kız.İki yüzlü insanların dostluğunu taşıyamıyorum ben.Bir insanın ne kadar sadık olduğu yıllarını nelere harcadığına bakılarak anlaşılırmış.Lisedeyken ne de çok farklıydık diyordu ettiğimiz kavgalar, tanıdığımız insanlar,aşk sandıklarımız....Gerçekten de üniverrsite ortamı bir başkadır,insanın hayatında dönüm noktasıdır.Hayatta değerleri sadece üniversite diploması belirlemiyor belki.Hocaların ağzından da duyarız ki üniversiteye kimi bağlarsan bağla bitirir bir şekilde derler.Yaşadıkça anlıyorsun ki okul sana sadece orada anlatılan bazen çok gereksiz ve saçma sapan gelenlerden ibaret değilmiş.Hayata,arkadaşlıklara,insanlara bakış açın değişiyormuş.
Bazen keşke çocuk kalsaymışız,keşke masum olabilyseymişiz diye düşündüğümüz anlar....Üniversite ortamı hem sağlam dostlukların hem de iki yüzlülüklerin en dibine batılan bir yer. Yeni bir şehir ve yeni bir hayat yormaya başlayınca insanı, ilk kucak açanın sözlerine inanırsın.Yalnızlık insana verilen en büyük ceza derler ya onca kalabalığın içinde tek kalmak yerine boş bir karmaşaya karışmayı seçersin.Kendinden ummayacağın şeyleri yapmaya başlarsın yani kendini tanıyamaz hale gelirsin.Bazılarınınsa daha dogrusu tek başına kalmayı göze alabileceklerinse gücü daha da hırçın bir şekilde kamçılanır.İnsanlara güvenemez çevresinde olan biteni gördükçe. Kimileri yıllarını maceralarla eğlencelerle geçirir ama okulun gidişatını fark edince dur demek ister ancak herşey çok geçtir geleceğini şekillendirme telaşı içinde kaybolur.Bir yandan dostlukların ihanetleri,diğer yandan yalan aşkların ihtirası, birde ailene rezil olma korkusu eklenince işin içinden çıkılmaz hale gelir.O zaman parçalara bölünürsün yarım yamalak yaşarsın hayatı.Hep bir yanı yamarken diğer taraftan açık verirsin.Bu tıpkı kangren olmuş bir hücre gibidir kesip atmazsan her yerini herşeyini sarıp sarmalar.
Bazen keşke çocuk kalsaymışız,keşke masum olabilyseymişiz diye düşündüğümüz anlar....Üniversite ortamı hem sağlam dostlukların hem de iki yüzlülüklerin en dibine batılan bir yer. Yeni bir şehir ve yeni bir hayat yormaya başlayınca insanı, ilk kucak açanın sözlerine inanırsın.Yalnızlık insana verilen en büyük ceza derler ya onca kalabalığın içinde tek kalmak yerine boş bir karmaşaya karışmayı seçersin.Kendinden ummayacağın şeyleri yapmaya başlarsın yani kendini tanıyamaz hale gelirsin.Bazılarınınsa daha dogrusu tek başına kalmayı göze alabileceklerinse gücü daha da hırçın bir şekilde kamçılanır.İnsanlara güvenemez çevresinde olan biteni gördükçe. Kimileri yıllarını maceralarla eğlencelerle geçirir ama okulun gidişatını fark edince dur demek ister ancak herşey çok geçtir geleceğini şekillendirme telaşı içinde kaybolur.Bir yandan dostlukların ihanetleri,diğer yandan yalan aşkların ihtirası, birde ailene rezil olma korkusu eklenince işin içinden çıkılmaz hale gelir.O zaman parçalara bölünürsün yarım yamalak yaşarsın hayatı.Hep bir yanı yamarken diğer taraftan açık verirsin.Bu tıpkı kangren olmuş bir hücre gibidir kesip atmazsan her yerini herşeyini sarıp sarmalar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)