Bukowski ne demiş: 'Ortalama Insanda; Herhangi Bir Günde, Herhangi Bir Orduya Yetecek Kadar Ihanet, Nefret, Şiddet Ve Saçmalık Vardır. O Yüzden Ortalama Erkekten Ve Ortalama Kadından Sakının; Kendileri Tam Sevemedikleri Için, Senin Sevginin Eksik Olduğuna Inanırlar.'
Ortalama ömrümü ortalama insanlarla doldurmaya hiç niyetim yokken sıradışıymış gibi gözüküp vasatın altında olan insanlar mümkünse benden uzak Allah'a yakın olsunlar:)
27 Aralık 2011 Salı
15 Aralık 2011 Perşembe
Yeni yıldan hepimizin beklentileri var.Milli piyango bileti alıyoruz bana çıkmaz ki diyerek.Madem öyle niye alıyorsun?Her yıl aynı dilekler yeni bir aşk yeni bir iş lazım.Bolca para, paranın her şey demek olmadığını anlayanlar için huzur ve sağlık...Bir de sadece kendini değil tüm insanlığı düşünenlerin dileği barış...
Her yıl benzer şeyleri diliyoruz hala sadece beklemekle olmayacağını öğrenemedik.Peki işin sırrı ne?İşin sırrı şu hikayede gizli aslında: 'Köyün birinde o kadar çok kuraklık olmuş ki en sonunda köylüler çıkmış yağmur duasına.Önde imam arkada çoluk çocuk.Daha ellerini bile aşağı indirmeden gökten bardaktan boşalırcasına yağmur başlamış.Herkes sırılsıklam olmuş, bir çocuk hariç.Çünkü o yağmur yağar diye şemsiyesini de yanına almış.'
İşte işin sırrı bu aslında yürekten inanmak istediğin şeylere ve bunları hak edebilecek şeyleri yapmak...
Her yıl benzer şeyleri diliyoruz hala sadece beklemekle olmayacağını öğrenemedik.Peki işin sırrı ne?İşin sırrı şu hikayede gizli aslında: 'Köyün birinde o kadar çok kuraklık olmuş ki en sonunda köylüler çıkmış yağmur duasına.Önde imam arkada çoluk çocuk.Daha ellerini bile aşağı indirmeden gökten bardaktan boşalırcasına yağmur başlamış.Herkes sırılsıklam olmuş, bir çocuk hariç.Çünkü o yağmur yağar diye şemsiyesini de yanına almış.'
İşte işin sırrı bu aslında yürekten inanmak istediğin şeylere ve bunları hak edebilecek şeyleri yapmak...
12 Aralık 2011 Pazartesi
YEDEK PARÇA
Herkes kendini bir diğerinden farklı ve özel hissediyor.Kim söyleyebilecekse açık ve net farkı? Makinalar ve insanlar birbirine benzer mi? Bir makina gibi koşullanmışız hayata. Aynı kurmalı oyuncak gibi görevlerimizi yaparak benzer sözcüklerden seçilmiş cümlelerle yaşayıp gidiyoruz.
Biz hep sevginin doğuştan gelen bir şey olduğunu sanıyorken sonradan da öğrenebileceğini anladık.Öyleyse makinaların da kalbi var mıdır? Kalbini bilmem ama amaçları olduğu kesin.Her biri insanların amaçlarına hizmet etmek amacıyla tasarlanmışlar.Saat zamanı göstermek için,basit ev aletleri hayatımızı kolaylaştırmak için...
İnsanlar da makinalar gibi bir işe yaramalılar.İzlediğim bir filmde hayat amacının bozulan aletleri tamir etmek olduğuna inanan küçük bir çocuk şöyle demişti: - Dünya bir makinaysa eğer benim yedek parça olmaya niyetim yok!
Belki ben de bazen yedek sevgili olmuş olabilirim hatta yedek arkadaş bile ama yedek parça olmadım çünkü hayatı yedek kulübesinden izlemedim hiç bir zaman.
Biz hep sevginin doğuştan gelen bir şey olduğunu sanıyorken sonradan da öğrenebileceğini anladık.Öyleyse makinaların da kalbi var mıdır? Kalbini bilmem ama amaçları olduğu kesin.Her biri insanların amaçlarına hizmet etmek amacıyla tasarlanmışlar.Saat zamanı göstermek için,basit ev aletleri hayatımızı kolaylaştırmak için...
İnsanlar da makinalar gibi bir işe yaramalılar.İzlediğim bir filmde hayat amacının bozulan aletleri tamir etmek olduğuna inanan küçük bir çocuk şöyle demişti: - Dünya bir makinaysa eğer benim yedek parça olmaya niyetim yok!
Belki ben de bazen yedek sevgili olmuş olabilirim hatta yedek arkadaş bile ama yedek parça olmadım çünkü hayatı yedek kulübesinden izlemedim hiç bir zaman.
10 Aralık 2011 Cumartesi
8 Aralık 2011 Perşembe
SÜRPRİZ
Sürpriz ne kadar güzel bir kelimedir değil mi? Hem kim sevmez ki sürprizleri? Ben hiç sevmem derim mesala ama yalan.Aniden hazırlıksız yakalanmak korkutur insanı.Hayat sürprizlerle doludur deriz ya hep aslında mucize demek isteriz.Einstein'ın da dediği gibi hayatı ya her şey mucizeymiş gibi yaşarsın ya da hiç bir şey mucize değilmiş gibi...
Mucizelere inanıyorum da hiç bir şey kolay kolay şaşırtamıyor beni.İnsanlar tanıyorum ne olur bu sefer beni yanıltsınlar diyorum.Yalanını yakalamayayım da bana sürpriz olsun bir kerede.En zor anımda yardımama koşan süper kahramanım olsun mesala.Doğum günümü unutmuş gibi yapayım da arkadaşlarımın sürpriz partisini hiç bozmayayım.Sevdiğim olsun ama sevgilim değil illa o benim için partiler yapsın.Hani dizilerde görürsün ya kapıyı açarsın ışıklar yok ve birden herkes karşında.Belki de en mutsuz anında herkesin seni unuttuğunu sandığın tam o anda sürpriz olsun.
Ben sürprizlere göre değil de mucizelere göre yaşamayı öğrendim.Yumurta kapının ağzına geldiğinde paçayı kurtarmaya alıştım. Doğum günümle zor günüm arasına dostlarımı saklayamadım.Çıkarları dışında yanımda olabilen arkadaşlar da edinemedim hiç.Zaten küçükken aldığım sürpriz yumurtaların içinden de istediğim oyuncaklar çıkmazdı.Yine de yapamazsın diyenlere inat kolayca yapardım en zor oyuncağı bile.İşte bana hayatın en büyük sürprizi de buydu aslında mucize denilen işleri yapabilmek...
Mucizelere inanıyorum da hiç bir şey kolay kolay şaşırtamıyor beni.İnsanlar tanıyorum ne olur bu sefer beni yanıltsınlar diyorum.Yalanını yakalamayayım da bana sürpriz olsun bir kerede.En zor anımda yardımama koşan süper kahramanım olsun mesala.Doğum günümü unutmuş gibi yapayım da arkadaşlarımın sürpriz partisini hiç bozmayayım.Sevdiğim olsun ama sevgilim değil illa o benim için partiler yapsın.Hani dizilerde görürsün ya kapıyı açarsın ışıklar yok ve birden herkes karşında.Belki de en mutsuz anında herkesin seni unuttuğunu sandığın tam o anda sürpriz olsun.
Ben sürprizlere göre değil de mucizelere göre yaşamayı öğrendim.Yumurta kapının ağzına geldiğinde paçayı kurtarmaya alıştım. Doğum günümle zor günüm arasına dostlarımı saklayamadım.Çıkarları dışında yanımda olabilen arkadaşlar da edinemedim hiç.Zaten küçükken aldığım sürpriz yumurtaların içinden de istediğim oyuncaklar çıkmazdı.Yine de yapamazsın diyenlere inat kolayca yapardım en zor oyuncağı bile.İşte bana hayatın en büyük sürprizi de buydu aslında mucize denilen işleri yapabilmek...
6 Aralık 2011 Salı
Yaşadığımız bilgi çağında hızla akan her şeye ayak uydurmaya programlıyoruz kendimizi. Şartlar o kadar çabuk değişiyor ki o zaman insan asla yapmam dediği şeyleri yapıveriyor.Olan bitene ayak uydurmaya itiliriz kimi zaman.Çünkü biliriz ki ayak uyduramayanlar değirmenin çarkında öğütülür gider. Robotlaşan bedenlerimiz hislerimizi unutup hırsla çelik zırhlansa da gün geçtikçe bir yerden açık ediyor.Her şeyin peşinden koşarken geride kalmak tüm hevesimizi yok edebiliyor. Asi nehrinin kolları gibi kendi sınırlarımızdan parça parça uzaklaşıyoruz hem de çoşkun seller gibi olup kabımıza sığamazken, kendi sonumuzu kendi elimizle hazırlıyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)