5 Mayıs 2012 Cumartesi

HAYATTA EN ANLAM VEREMEDİĞİM ŞEYLERİN BAŞINDA GELİYOR: SEVMEDİĞİN BİRİNLE EVLENMEK

Bırakın evlenmeyi nefes alabilmek sana ait olmayan birinin yanında. Bile bile lades demek, o kemiğin kırılacağını bile bile kendinle iddiaya tutuşmak sanki.
Kalbi kırık bir çocuk , artık yaşayabileceğim her şeyi yaşadım bu saatten sonra mutaassıp bir aile kızı buldum onun evleneceğim dedi. Bundan sonra acı patlıcanı kırağı çalmaz dedi. Aşka inancımı kaybettim diyemedi. Artık yaşım geldi benden torun bekliyorlar diye açıkladı aslında kendisinin de pek anlam veremediği bu seçimini.
Nasıl sindirebilir insan içine hiç bilmiyorum. Yalnız kalmaktan, yaşlanmaktan delice korkmaktan mıdır acaba?
Bir kız arkadaşım yine yaşının geldiğini bu yüzden anne olmak istediğini söylemişti. Galiba bazı insanlar dünyaya geliş amaçlarının evlenip barklanmak daha doğrusu üremek olduğunu zannediyorlar. Evlilik sadece çoğalmak değildir ki. Bazıları da alışkanlığa dönüşmüş, tuz basılmış yaralı aşklarından sonra artık inançlarını yitiriyor ve yaşanabilecek her şeyi yaşadığına kaanat getiriyor.
Yaşayabileceğin hiçbir şey kalmamışsa, doymuşsan artık yaşama kardeşim. Hele hele hayat amacını kaybetmişsen gidip de başkalarının da hayatlarını sana bağlayıp onları da karartma. Evlenmeyi evcilik oyunuyla karıştırma artık.
Kimileri de evliliği bir ortaklık anlaşması olarak görüyor. Zengin koca bulup her istediğine sahip olma peşinde koşuyor. İşte öyle insanları her gün görüyoruz aslında. Bazen bir alışveriş merkezinde yanlarında çocuk ve etrafa anlamsızca bakışlar atan, nereye para saçacağını bilemeyen kadınlar görürseniz bilin ki işte onlar aslında hiç de böyle olacağını ummayan zengin kocalı mutsuz evlilik kurbanları. Bazen de etrafta gözleri fıldır fıldır dişi sineği bile kesen evli bir erkek görürseniz işte onlar da bu mutsuz kadınların biçare kocalarıdır.
Peki aşık olarak evlenenlerden mutsuz olanlar ne oluyor diyeceksiniz? Genellikle aşktan darbe yemiş insanların savunması bu şekilde oluyor. Ee ilk aylar cicim ayları oluyor. Aşk bitiyor, sevgi ölüyor. Aşk da olacak mantık da olacak tabiki. Eğer sen aşık olduğunda gidip en anlaşamayacağın birine kapılıyorsan suç aşkta değil sende. Görücü usulü veya mantık evliliği yapacak kız da evlilik bilinci olduğunu düşünen insanlar da var zerre kadar beyne sahip olmamalarına rağmen. Aşık olduğun insan sorumsuzun önde gideniyse o senin zevksizliğin. Mantık evliliği yaptığın kız sanki bir geyşa gibi yıllarca evlenmek için kurslara gitti yetiştirildi tam mutaassıp aile kızı kıvamına getirildi tam senin ağzına layık.
Mutluluk veya mutsuzluk kişinin isteklerine göre değişir sonuçta. Ancak evliliğin bir görev paylaşımı bilinciymiş gibi olmasından çok bir ömrün paylaşımı olduğunu unutmamak gerek. Başını omzuna yaslamanın dayanılmaz mutluluğunu yaşamak, yanındayken özleyebilmenin huzurunu hissetmek ve aşkla paylaşılan yemeklerin tadını alabilmek için her şeyden vazgeçmeye değer. Kalbinden geçenleri mi yaşamak yoksa mantığının sesine mi kulak vermek derseniz… Her zaman kalbin öncelikli olmalı, kalbinden geçenleri akıl süzgeciyle yargılamalı!